Laparoskopik cerrahi adını önünde küçük bir kamera ve sonunda ışık bulunan laparoskoptan alır. Cerrah bu aracı küçük bir kesiden vücudunuza yerleştirir, video monitörüne bakar ve vücudunuzda neler olup bittiğini görür. Cerrah ya aletleri doğrudan tutar ya da aletleri tutan robotik cihazları hareket ettirmek için bir kontrol paneli kullanır. Geleneksel cerrahi, karnın ortasından uzun bir kesi ve uzun bir iyileşme süresi gerektirir. Bu sebeple laparoskopide iyileşme süresi geleneksel cerrahiye göre oldukça kısadır ve daha az enfeksiyon riski vardır.
Laparoskopi, prostat kanseri ameliyatında yaygın olarak kullanılan bir işlemdir. Geleneksel cerrahiye göre erkekler daha az kan kaybı, daha az ağrı kesici ihtiyacı, daha kısa hastanede kalma süresi, düzenli aktivitelere daha hızlı geri dönüş, üretral kateterlerin erken çıkarılması (mesaneden idrarı boşaltmak için penis içine yerleştirilen tüpler) ve daha hızlı iyileşme gibi sonuçlar elde ederler.
Laparoskopik prostat kanseri ameliyatının geleneksel cerrahiye göre önemli avantajları vardır. Laparoskopi hastanede kalış sürenizi bir ila iki güne kadar kısaltabilir. Erkeklerin yaklaşık %50’si ameliyattan bir gün sonra taburcu edilir. Kalış süresi ne kadar çabuk iyileşeceğinize ve ameliyatın boyutuna bağlıdır.
Hastaneden ayrıldıktan sonra reçeteli ağrı kesicilere ihtiyaç duymanız daha az olasıdır. Ameliyattan bir hafta sonra takip randevunuzda, başka sorun belirtileri yoksa, mesanenizi boşaltan tüp veya kateter çıkarılır. Nadiren geleneksel cerrahide olduğu gibi kateter bir hafta daha yerinde kalır. Hastaların yaklaşık %90’ı sadece iki ila üç hafta içinde işlerine dönebilir.
Prostatın dışına yayılmamış ve çok agresif olmayan prostat kanserine sahip hastalar, laparoskopi için uygun adaylardır.
Laparoskopi öncesinde tüm hastalardan kan örneği vermeleri istenir. Yaşınıza ve genel sağlığınıza bağlı olarak vücudunuzun ameliyat stresiyle başa çıkma kabiliyetini değerlendirmek için EKG (elektrokardiyogram), göğüs röntgeni ve akciğer fonksiyon testleri istenebilir.
Cerrah göbek altına küçük bir kesi açar ve laparoskopu bu kesiden içeriye yerleştirip bir video kameraya bağlar. Cerrahınızın laparoskopta gördüğü görüntü, ameliyat masasının yanına yerleştirilmiş video monitörlerine yansıtılır.
Operasyona başlamadan önce cerrah, laparoskopi işleminin sizin için güvenli olduğundan emin olmak için karın boşluğunu inceler. Eğer enfeksiyon veya karın hastalığı görürse işleme devam etmeyecektir. Cerrah, ameliyatın güvenli bir şekilde gerçekleştirilebileceğine karar verirse karın boşluğuna erişebilmek için ek küçük kesiler yaparak ilerler.
Operasyon yaklaşık 2-3 saat sürer. Her vaka, prostat büyüklüğü ve bireysel anatomi nedeniyle farklılık gösterebilir.
Ameliyattan sonra, hala anestezi altındayken, mesane boşaltımına yardımcı olmak için penise bir kateter (ince, esnek tüp) yerleştirilir. Genellikle çiğ meyve veya sebze içermeyen yumuşak bir diyet uygulanır, daha sonra yavaş yavaş katı yiyeceklere geçilir.
Ameliyattan sonraki ilk günden başlayarak, yataktan çıkıp mümkün olduğunca yürümeniz teşvik edilecektir. Ameliyattan altı hafta sonraya kadar, 30 kilodan daha fazla bir şey kaldırılmamalı ve mekik çekmek gibi karın egzersizleri yapılmamalıdır. Erkekler genellikle üç ay içinde normal idrar fonksiyonuna geri döner.
Bağırsaklar, anestezi ve ameliyat sırasında geçici olarak devre dışı bırakıldığı için bulantı ve kusma problemi görülmesi olasıdır. Doktorunuz ameliyattan birkaç gün sonra iyileşecek olan bu semptomları gidermek için ilaçlar yazabilir.
Doktorlar herhangi bir erkeğin ameliyattan sonra nasıl etkileneceğini kesin olarak tahmin edemezler. Laparoskopinin olası yan etkileri idrar tutamama ve iktidarsızlıktır. Genel olarak, yaşlı erkeklerde genç erkeklere kıyasla bu yan etkiler daha fazla gözlemlenir. Bu yan etkiler, diğer prostat kanseri ameliyatlarında da görülebilmektedir.
Laparoskopi daha az ağrı, kan kaybı ve iyileşme süresi açısından açık yaklaşıma göre avantajlara sahiptir. Ancak üriner veya ereksiyon problemleri (yukarıda tarif edilen) gibi erkeklerin en çok endişe ettiği yan etkiler açısından, diğer tedavi yöntemleri ile arasında bir fark bulunmadığı görülmektedir.
Ameliyat sonrası ereksiyon yetisi yaşa, ameliyat öncesi duruma ve ameliyat sırasında sinirlerin kesilip kesilmediğine bağlıdır. Tüm erkekler ameliyat sonrası ereksiyon yetisinde bir miktar azalma bekleyebilir. Ereksiyon yetisi ameliyattan sonra yavaşça geri gelir, bu süreç birkaç aydan 2 yıla kadar sürebilir. İlk birkaç ay boyunca, kendiliğinden bir ereksiyon yaşanması mümkün değildir, bu nedenle ilaç ya da diğer tedavilerin kullanılması gerekebilir.
